CLICK HERE FOR THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES »

18 Ekim 2009 Pazar

Resimler konuşsun

İstediğim kadar sıklıkla yazamadığımda kızıyorum kendime, sanki sizin güncenizden çalıyormuşum gibi hissediyorum.

Yine uzun zaman girdi araya...
Yazmak zor sıkıştırılmış zamanlarda.

E hal böyle olunca ben de dedim ki kendi kendime "sen sus hiçbirşey söyleme sen sus da resimler konuşsun :)"
Neler yaptık bu arada?
Bol bol arkadaşlarımızla vakit geçirdik;
4 kafadarlar Alya -Nehir; Uras- Efe Deniz kendi aralarında oynadılar...
Nehir ve Alya karşılıklı emeklediler. Cici cici oynadılar...
Uras ve Efe Deniz için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Onlar her zamanki gibi yaramazlık peşindeydiler...
İkinci bir su kuşu vakkası... Sularla heryerlerini ıslatmakla kalmayıp yerdeki suyu içmeye kalktılar. Neyse çocuklar özgür büyümeli değil mi??? Hem boşuna mı "kirlenmek güzeldir" sloganı var...
Bir başka gün iki Nehir arasında kaldı Efe Deniz. Biri 3 biri 2 biri 1 e yakın üç cocuğun kendi aralarında oynamalarını seyretmek gerçekten çok keyifliydi. Ama bir ara biz anneler 3 çocukulu olsaydık işte böyle olurdu diye düşünüp üç çocuklu annelere sabır diledik.
Bir başka gün ise Duru'nun doğum gününe gittik. Biz emeklerken bir de ne görelim...
Abim, bu kızları yanlız bırakmamak lazım deyip, o da başladı bizimle emeklemeye...
Emeklemek demişken, ben pek bir hızlandım... kedi gibi bir oraya bir buraya kaçıyorum.
hatta geçenlerde kaçıp koltuğun arkasına saklandım. Herkes oyun yapıyorum zannetti ama ben ilk saklanarak "tuvaletimi" yapma eylemimi gerçekleştirdim.
Abime gelince her geçen gün daha da yaramazlaşıyor.
Şu anda patlak bir kaşı, yarık bir gözü ve yaralı bir suratı var.
E bu ayakkabıları giyip evde koşmaya kalkarsa olacağı budur. Bu muzurluklarından sadece bir tanesi. Gün içerisinde öyle bir dur durak bilmeksizin deli fişek gibi koşturuyor ki gün sonunda zaman zaman böyle manzaralarla karşılaşabiliyoruz:
Bir de yakın plan görelim :)
Çok yakında abimden incilerle yine buradayız...